26 Eyl 2010

Kral Yeniden Tahtında!

Ve yine karşımızda! Kralların da kralı! Okan Bayülgen! Dünki sezon açılış programı, gerçekten ama gerçekten bir harikaydı. Zaten benim Okan Bayülgen hayranlığımın ne derece olduğunu diğer yazılarımı az çok okuyanlar bilirler. Okan'ın da deyimiyle 'Harikulade' bir iş çıkarılmış ortaya gerçekten. 2 Dakikalık mini diziler, bölümler, medya arkası .. Disko Kralı, farklı ve çok güzel bir şekilde karşımızdaydı dün. Gelin programı bir özetleyelim şöyle.

Program konuklarını yine tam hatırlamıyorum, bu unutkanlığım bitirecek beni. Aklımda kalan konuklar şöyle; Saba Tümer, Fatih Ürek, Ankaralı Turgut, Ebru Akel, Bay J ve Çarkıfelek programında harfleri açan kız. İlerleyen dakikalarda birde Dodan adlı sanatçı konuk oldu.

Program hızlı başladı. İlk konu Ankaralı Turgut'un  'Kaymak Lazım' albümüyle başladı. Albüm adından Türkçe sayesinde birçok anlam çıktığı için, bu konu gülerek geçti.

Sonra Okan, yeni program formatı hakkında ipuçları verdi. Program içindeki mini dizileri tanımlarken kurduğu cümle şöyleydi; 'Korku, şehvet, seks..' Tabi bunlar işin espirisiydi. Bu cümlelerin ardından bu mini 'korku, şehvet, seks' içeren dizilerden birini oynattı Okan. Bölümün adı 'Tek Kelime ile İnanılmaz' idi. Karşımıza birden Okan çıktı. Anlatmaya başladı. Bu mini dizinin korku ve gerilim içerdiği anlatışlarından belliydi. İki yumurtadan yola çıkarak, birsürü olay örgüsü kurdu. Ben bu haftaki 'Tek Kelime ile İnanılmaz' bölümünü, Yumurtalı, gerilimli ve biraz da felsefe içerikli bir bölüm olarak tanımladım aklımca.

Bu bölümün hemen ardından Okan, sözü Ankaralı Turgut'a bıraktı ve Turgut, ''Afyon Kaymağı'' şarkısını söyledi albümden. Öyle bir şarkıydı ki, aklı başka yönde çalışanların hemen yanlış anlayacakları türdendi. Örneğin, şarkının içinde şöyle bir söz geçiyordu; ''Vekilime kaymak lazım.'' Bunun ardından Ankaralı Turgut, çok yerinde bir açıklama yaptı. ''Ben ses için tavsiye ettim vekillere Afyon kaymağını. Ancak vekillerin bazıları bu şarkının içinde müstechenlik arıyor.'' Okan'da destek vermek için, ''Bunu böyle anlayan kötü niyetlidir zaten.'' dedi. Bende kendi adıma konuşacak olursam, ikisi de haklıdır. Ne yani, ''Kaymak'' bunun altından ne çıkarılabilir ki? Çıksa çıksa karda kaymak falan çıkar, birde esas anlamı olan tatlı üstü kaymak.

Bu şarkı mevzusunun ardından Okan, çok özlediğimiz Medya Arkası'nı sundu bize. Klasiklerden olan 'Müge Anlı ile Tatlı Sert' programı başları çekiyordu yine Medya Arkası'nda. Mağdur konuk vardı, kızını kaybetmiş. Birden bağırmaya başladı; ''Benim kızım o.. değil.'' Benim şaşırdığım şey, programda bu direkt sansürsüz olarak verildi. Ama bir zararın çıkacağını sanmıyorum. Çünkü o saatte TV başında bilinçli izleyiciler vardır. Bu böyle kabul edilir. Eğer o saatte çocuğunuz hala ayaktaysa, sorun çocukta değil ebeveynindedir zaten.

Bunları da geçtikten sonra en sevdiğimiz bölümlerden birine, yani Malumat Furuş bölümüne geldik. Daha ilk soruda yerlere yattık yine zaten. Soru aklımda kalan kısmıyla şöyleydi; ''Bay J'nin oğlunun adı nedir? a) Boy J b) Jekeriya c) Ares d) Eros '' Ekran başındaki izleyici ne amaçla dedi bilmem ama, a şıkkını söyledi. Doğru cevap ise d şıkkıydı, bunu bende orada öğrendim. Sorusunu hatırlamadığım, ama şıklarından bazıları aklımda kalan birşey vardı. Şıklardan birisi ''Tombul Tombul Neneler'' diğeri ise -dikkat- ''Açmayın Dedeler'' di. Göndermenin kime gittiği bariz belliydi zaten.

Life Sux bölümü vardı birde, yağlıboya tabloları falan gösterdiler, anlattılar. O da güzeldi. Sonra o arada, Ebru Akel'in Ağır Ceza Avukatı olduğunu öğrendik. Okulunu okumuş ve bir sene bu işte çalışmış, ardından Şarkıcılığa yönelmişti. Ebru Akel'den yola çıkınca bir tartışma açıldı. Ebru Akel, zamanında Okan Bayülgen'in bebeğine titreşimli bir sandalye hediye etmiş.  Okan buna ilk önce ''Bızırtılı Sandalye'' dedi. Saba Tümer bu adı duyunca ''Vibrasyonlu mu?'' demek istedi fakat dili sürçerek o anda ağızından ''Vibratörlü mü?'' kelimesi çıkıverdi birden. Okan da ''Vibratörlü değil yau, titreşiyor işte.'' dedi sanırım biraz da toparlamak için.  Sandalyeye bir ad bulunamadığından, adını Ebru Polat sandalyesi olarak koymuşlar Okan ve eşi. Öyle de kalmış.

Sonra Okan şaka yapmak amaçlı, ''RTÜKe şikayet edecekler Saba Tümer'in programını etsinler'' dedi, tabi ciddi olmadan. Bu konuya kendi adıma yorum yapmak istiyorum. Bu ''Vibrasyon-Vibratör'' meselesini RTÜK'e şikayet etmek çok saçma sapan bir iş olur. Çünkü az önce de belirttiğim gibi, o saatte TV başında bilinçli izleyiciler var olması gereklidir ve vardır. Şayet şikayet edilse bile, bu konuya herhangi bir uyarı, kapatma vs. gibi cezaların verilmesi gerçekten çok ama çok saçma olacaktır. Nedeni basit, az önce söylediğim şey.

'Hayrettin Yapma!' adlı bir bölüm geldi karşımıza bu tartışmalardan sonra. Sunucusu Aziz Kedi'ydi. İzledik, beğendik, çokta takdir ettik. Bu bölümün ardından Okan, yeni bir projeyle karşımıza çıktı, ben çok beğendim bunu. Proje şöyleydi, TV'nin karşısına geçip Disko Kralı'nı nasıl izlediğini resmetmek. Şart, Disko Kralı'nı izlediğin belli olacak ve resimler program esnasında verilen mail'r postalanacak. İlerleyen zamanlarda resimler geldi, isimler okundu falan. Okan'ın yüzü soru ifadesi aldı birden. Yalçın Çakır ismini okudu. ''Bu ne acaba şaka falan mı?'' ifadesine büründü suratı. Resim bir geldi ki, o anda yerlere yattım zaten ben. İsim doğruydu, resim gerçek Yalçın Çakır'a aitti. Bunun ardından Okan, bu yayınlanan resimlerin resmi sitede de yayınlanacağını söyledi.

Program, Fatih Ürek'in bir şarkısıyla saat 02.56 sularında kapandı. Gerçekten ama gerçekten harika ötesi bir program izledim. Ve bir kez daha anladım ki, o televizyonda çıkan kafalardan hiçbirisi yan gelip yatmıyor. Bu yüzden bir kere daha çok takdir ve tebrik ettim kendilerini. Gerçi tek başına benim takdirim, hadsizlik olur biraz. Bütün kitlenin takdir etmesi lazım. Bir dahaki yazımda görüşmek dileğimle, esen kalın.

Not: Sayın Zeki Enes Akkan ve Aziz Kedi. Okuduğunuz yazıyı sakıncası yoksa bir zahmet Okan Bayülgen'e iletirmisiniz? Sakınca bulduysanız cagataygormez@gmail.com adresine mail atmanız yeterli. Ulaştırıp okuttuysanız eğer, yine bir mail atın lütfen ve beni merakta bırakmayın. Saygılarımla.

1 Yorum yapıldı:

Mert Mavili dedi ki...

Tv de Severek İzlediğim Nadir Programlardan Biri.

Yorum Gönder